|
"Doğruluk, sonsuzluğun güneşidir. Nasıl olsa doğar." Wendell Phillips "Düşman isterseniz, dostlarınızı geçmeye çalışınız. Dost isterseniz, bırakın, dostlarınız sizi geçsin." La Rochefoucauld "İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur." Mevlana "Bir şeyi kötü yapmaktansa, hiç yapmamak daha iyidir." Anonim "İyi hizmet sayesinde elde edilen en büyük kazanç, kaybedilmiş müşterilerin yerine yenisini bulma maliyetinden kurtulmaktır." Davidow "Yaptığınız işten heyecan duymuyorsanız, müşterinizin ürününüzden heyecan duymasini beklemeyin." Ernst "Bir adam sadece para kazanmak fikriyle işe başladıysa, büyük ihtimalle yapamayacaktir." Joyce Claude Hall İşi ofiste bırakmak iyi bir kural gibi gözükebilir ama daha da iyi olabilir; çünkü başariyi arzulayan biri, ayakta olduğu her saat yeni fikirler ve programlar üretiyor olmalıdır. İşi çalışma saatlerinden sonra düşünmemek kulağa iyi gelir fakat, farkettim ki bir kere rahatladıktan sonra arkasından iş siklikla gelmez." John H. Peterson
|
|
|
||
Türk Sinema Tarihi
a. Türkiye'de ilk film gösterimi, Bertrand adli bir Fransizin II. Abdülhamit zamaninda, 1896'da, Saray'da yaptigi gösterimler ile baslamistir. b. Daha sonralari Fransiz firmasi Pathe'nin temsilcisi Romanya uyruklu Sigmund Weinberg'in yardimlariyla Beyoglu yakinlarinda halka film gösterilmistir. Bu filmler genellikle kisa metrajli belge ve güldürü filmleriydiler. Weinberg, halkin sinemaya gösterdigi ilgiden dolayi, 1908'de, Türkiye'deki ilk sinema olan Pathe Sinemasi'ni yaptirmistir. c. Ilk Türk sinema gösterimi Cevat Boyer ile Murat Bey'in Sehzadebasi' nda 19 Mart 1908 de baslattigi gösterimdir. d. Sakir Seden ile Fuat Uzkinay, Türk sinemasinin açilisini 6 Temmuz 1910'da gerçeklestirirler. Birinci Dünya Savasi'nda yedek subay olan Fuat Uzkinay, 14 Kasim 1914`te Türk sinema tarihinin ilk belgesel filmini çeker. Ayastefanos`taki Rus Abidesinin Yikilisi adi verilen belgesel film 150 metre uzunlugunda ve ITÜ arsivindedir. Daha sonra, Ordu Sinema Dairesi Baskanligi`na getirilen Fuat Uzkinay, konulu Türk film çekimlerini de 1918'den sonra yürütmüstür. e. Istiklal Harbi yillarinda birkaç senaryolu film yapilmissa da, Türk sinemasi Muhsin Ertugrul ve Kemal Film'in aşağıdaki filimleri ile firmalasmıştır.
f. Faruk Kenç ile bilimsel bir tarz gelistiren Türk sinemasi Yilmaz Ali" ve "Dertli Pinar filmleri ile yeni bir asama kaydeder. g. Baha Gelenbevi'nin Deniz Kizi adli filmi ile Sadan Kamil'in filmleri, Türk Tiyatrosunu sinema ile birlestirir. 1934'ten sonra Vedat Örfi Bengü`nün Misir`a giderek bu ülke sinemasinin ilk örneklerini vermesi, bizde de melodramin yerlesmesinde etkili olmustur. Türk sinema izleyicisinin begenisi melodrama dönük oldugundan, yönetmenler de hizla Misir filmlerinin uyarlamalarini çekmeye baslamislardir. h. Muhsin Ertugrul`un yönettigi "Allah`in Cenneti" adli filmi, türünün en iyi ask melodramidir ve sonraki yillarda bol bol karsilasacagimiz sarkici melodramlarinin ilk örnegini olusturur. ı. 1950`li yillardan sonra, Türk sinemasinda "Tiyatrocular Dönemi" nden kademe kademe "Sinemacilar Dönemi" ne geçis yasanmistir. Bu yillarda sinemaya toplumsal konularin yaninda agirlikli olarak melodramlar yer alir. j. 1960`li yillarda sinemaya, melodram formuna bagli, çocuk kahramanlarin rol aldigi "Sezercik", "Ömercik", "Aysecik" filmleri eklenmistir. k. Arabesk tarzin temellerinin atildigi fakirlik, sakatlik, karsiliksiz asklar, kader kurbanlari vb. dramatik Türk ekolünü yaratmis ve senaryolar ayni üslup ve konulari yillarca islemislerdir. l. Kisa zamanda ticari kaygilar sinemasal ögelerin önünü kesmis, ayni tür filmlerde ayni oyuncular kamera karsisina geçmistir. Hatta ayni senaryolar, dönemin gözde oyunculariyla defalarca yinelenmistir. n. 1970'li yillardan 1985' li yillara kadar Türk sinemasi TV etkisiyle bir kriz dönemine girer ve erotik Türk sinemasi ile sex furyasi donemi baslar. o. 1990 ve 2000'li yillarda ise krizden kurtulma ve gerçek öykülere dayali realist Türk sinemasina dogru adimlar atilir. p. Aslinda Türk sinemasi Türk tiyatrosundan dogarak gelismis fakat Türk sinema tarzini ve dilini yaratamamistir. |
||